“Kişi, Sabah Mü’min Akşam Kâfir Olacak” Hadisi Nasıl Anlaşılmalıdır?

23.04.2021 tarihinde Genel kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 0 Yorum Yapılmış.

SORU: “Kişi, sabah mümin akşam kâfir olacak.” hadisi nasıl anlaşılmalıdır?

CEVAP: İmam Müslim’in Sahîhinde(Îmân, 186) sorduğunuz hadis şu şekildedir:

قَالَ « بَادِرُوا بِالأَعْمَالِ فِتَنًا كَقِطَعِ اللَّيْلِ الْمُظْلِمِ يُصْبِحُ الرَّجُلُ مُؤْمِنًا وَيُمْسِى كَافِرًا أَوْ يُمْسِى مُؤْمِنًا وَيُصْبِحُ كَافِرًا يَبِيعُ دِينَهُ بِعَرَضٍ مِنَ الدُّنْيَا » .

   “Gecenin zifiri karanlıklarına benzeyen fitneler ortaya çıkmadan (salih) ameller yapmakta acele edin! Zira o zaman kişi mümin olarak sabaha çıkacak, kâfir olarak akşamlayacak yahut mümin olarak akşamlayacak, kâfir olarak sabaha çıkacak; dünyevî çıkarlar karşılığında dinini satacaktır.”

Bu hadis-i şerif kıyâmete yakın zamanda fitnelerin artacağına dair diğer hadislerin ışığında şöyle anlaşılabilir: Rasûlullah buyurdu ki: “İlerde bir fitne olacak. O fitne içinde kişi mümin olarak sabahlayacak, kâfir olarak akşamlayabilecek. Ancak Allah’ın ilimle kalbini dirilttiği kimseler hariç.” [1]Burada da fitnenin, bozulmanın yaygın bir hâl olacağı anlatılır. Müslüman bir cemiyette sabahleyin Müslüman olarak uyanan, evinden çıkan bir kimse, toplumdan, arkadaşlarından, yayın organlarından veya başka mihraklardan aldığı tesirle, sabah mümin evinden çıktığı hâlde akşam, bir şüphe, bir söz veya bir başka sebeple evine kâfir dönebilecektir. Burada en önemli faktör, kişinin dinini bilmemesi olarak görülmektedir. Çünkü Allah’ın, kalbini İslam bilgisi ile iman ile dirilttiği kimse bu duruma düşmekten korunabilecektir. Bu durumda fitne ve bozulma devrinde, toplumda İslâmı bilenlerin azalacağı, İslamî bilginin kifayetsiz olacağı hususlarını akla gelmektedir.

Başka bir rivayette de Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kıyametten hemen önce karanlık gecenin parçaları gibi fitneler var. Kişi o fitnelerde mü’min olarak sabaha erer, akşama kâfir olur; mü’min olarak akşama erer, sabaha kâfir çıkar. O fitnede oturan, ayakta durandan hayırlıdır. Yürüyen koşandan hayırlıdır. Öyleyse yaylarınızı kırın, kirişlerinizi parçalayın, kılıçlarınızı da taşa vurun. Sizden birinin evine girerlerse, Hz. Âdem’in iki oğlundan hayırlısı olsun (ölen olsun, öldüren değil).”[2]

Rasûlullah, kıyamete yakın çıkacak fitnelerin dehşetini belirtmek için, ‘zifirî karanlık gecenin parçalarına’ ifadesini kullanmıştır. Yani peş peşe fitneler olacak, her biri, gece parçası gibi karanlık, yani doğru yanlış, haklı haksız, isabetli hatalı vs. şekilde tefrik etmek imkânı tanımayacak, son derece dehşetli olacak demektir. Bu teşbihten maksat fitnenin büyüklüğünü ifadedir. Allah korusun, insan mü’min olarak sabahlamışken o günün akşamına kâfir olarak girer veya mü’min olarak girdiği gecenin sabahına kâfir olarak çıkar. Bu, tam anlamıyla bir fitne ve kargaşa ortamıdır. Böyle bir zeminde kimse ne yaptığını, ne yapması lâzım geldiğini bilemez. Din gibi, iman gibi dünyalara değişilemeyecek kutsal değerler, küçük dünyevî karşılıklara satılır, peşkeş çekilir. Öz değerlere yabancı ve düşman sistemlerin hükmü altında kalınabilir. İşte bu noktada iman, işportaya düşmüş demektir; kafa, gönül ve evlerde irtidat havası esmeye başlamış demektir. Müslümanlar olarak böylesine acılı günlerde yaşamanın ezikliği içindeyiz maalesef.

Şunu iyi bilelim ki; Âhir zaman hevânın tahakküm ettiği ve fitnelerin insanları yuttuğu bir dönemdir. Rasûlullah insanları o dönemin şerrinden sakındırmak için elinden geleni yapmıştır. Fitneyi ismen bilmek ondan kurtulmak anlamına gelmez. Rasûl-ü Ekrem “ileride fitnelerin ortaya çıkacağını” söyleyince yanında bulunan Hz. Ali (radıyallahu anh), “Bu fitnelerden neyle kurtuluruz?” diye sormuş; Rasûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) “Allah’ın Kitabı ile. O’nda sizden önce geçenlerin bilgileri, sizden sonrakilerin haberleri ve aranızdaki meselelerin hükmü vardır…” buyurmuşlardır.[3] Görüldüğü üzere Peygamber Efendimiz, insanlar arasındaki ihtilafların artması, toplumda kargaşanın hâkim olması durumunda Müslümanlar arasındaki meselelerin Kur’ân ve Sünnet’e yönelerek çözüleceğini haber vermişlerdir.

Buhârî şârihlerinden Enver Şah el-Keşmirî (ö.1352/1933), “İslâm ümmetinde fitnelerin çok olmasının” hikmeti üzerinde uzun uzun düşündüğünü ve şu sonuca vardığını söyler: “Fitne, ihlâslı olanla ihlâslı olmayanı ayırma demektir. Geçmiş ümmetlerin azabı toptan helak edilmeleriydi. İslâm ümmetinin kıyamete kadar baki kalacağı takdir edilince, günahkârları salihlerden ayırmak için bu ümmet içinde fitneler takdir edildi. Böylece dinine samimi bağlı olanlarla olmayanlar fitneler vesilesiyle birbirinden ayrılmış olur.”[4]

Rabbimizden temennimiz bizleri ve İslam’a hizmet ettiğine inanan tüm kesimleri hakka hidayet etmesidir. Kitap ve sünnetin pak aydınlığıyla bizleri hevânın ve cehaletin şerrinden muhafaza etmesidir.

 

DİPNOTLAR:

[1] Nevevi, Riyazüs-Salihin, s. 99, 87. hadis (Terc. Mehmed Emre), İstanbul 1974; Sunenu İbn-i Mace, 3954, 3961 hadisler.

[2] Ebu Davud, Fiten 2, (4259, 4262); Tirmizî, Fiten 33, (2205).

Ebu Davud, “koşandan” kelimesinden sonra şu ziyadeyi kaydetmiştir: “Yanındakiler, “Bize ne emredersiniz (ey Allah’ın Resulü)?” dediler. “Evinizin demirbaşları olun!” buyurdu.”

[3] Dârimî, Fedâilü’l-kur’ân 1

[4] Muhammed Enver el-Keşmirî, Feyzu’l-bârî alâ sahîhi’l-buhârî, 4/495

İlgili Terimler :
Yazar Hakkında

Yazar : imamoglumehmet

Yazar Hakkında : Ankara 1973 doğumluyum. Mamak İmam-Hatip Lisesinden 1991’de mezun oldum. 1996’da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden İyi dereceyle mezun oldum. 1996’da Artvin’de öğretmenliğe başladım. Hâlen Ankara Keçiören Anadolu İmam-Hatip Lisesinde Meslek Dersleri öğretmenliği yapmaktayım.

Yazarın Tüm Yazıları İçin Tıklayınız

Yorumlar
İsminiz
E-Posta Adresiniz
Yorumunuz

Sitemizde En Çok Okunan İçerikler

Şehr-u Ramazân’ı Muvahhidce İhyâ EdelimRamazan ayı büyük bir heyecan dalgasıyla bir kez daha
Şehâdet Bir Çağrıdır Nesillere Ve Çağlara… Şubat ayı şehitler ayıdır. Şubat geldiğinde bunu en derinden
ÖLÜLERİN YAŞAYANLARIN AMELLERİNDEN İSTİFÂDE ETMESİ VE ÖLÜLERE KUR’AN MESELESİÖLÜLERİN YAŞAYANLARIN AMELLERİNDEN İSTİFÂDE ETMESİ VE ÖLÜLERE KUR’AN MESELESİ
Üç Ayları Nasıl İhyâ Etmeli “ Üç aylar” diye adlandırılan Receb, Şaban ve Ramazan

Sitemizde En Çok Yorumlanan İçerikler

Hangi Mevlânâ, Gerçek Mevlânâ? Mevlânâ[1] ve Mevlevilik Türkiye‘de öteden beri ilgi gören bir
İrtidat ve Yeni Dünya Düzeni
İrtidat ve Yeni Dünya DüzeniDr. Mehmet SÜRMELİ Dinin, “ hayat tarzı” olduğunu düşünürsek günümüzde
Ilımlı İslam(!)’ın Şövalyesi: Fethullah Gülen Ubeydullah TOPRAK ‘Ilımlı İslam’, adından da anlaşılacağı üzere, İslam Dini’ni
‘İhyâ mı İmhâ mı? Kitabımız Çıktı  ‘Tevhîd akidesini muhafaza ederek, ilim öğrenmek, ilim öğretmek, Şerîat’e
  • Videolar

    'Mü'minûn Sûresinden Âhiret Sahneleri' Sohbeti

    Lokman Aleyhisselâm'ın Öğütleri (1)

    Lokman Aleyhisselâm'ın Öğütleri (2)

    Âl-i İmrân Sûresi 190-195. âyetin tefsiri

    Düğün Sohbeti

    Suriye ve Mısır'daki Kardeşlerimiz İçin Dua

    Ahir Zaman Müslümanına Notlar

  • Arşiv

  • Etiketler

  • Tavsiye Siteler

    Islah Haber

    İmam Buhari Vakfı

    http://imambuharivakfi.org/

    İyiliğe Çağrı Yardım Derneği

    https://iyiligecagri.org.tr/

     

     

  • Ziyaretçiler

  • Sosyal Medya’da Paylaşın