Hangi Selefilik?
19.07.2022 tarihinde İktibaslar kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 2 Yorum Yapılmış.
Yunus Dinçkan / Ümmet-i İslâm
Son yıllarda yaygınlık kazanan ve kendilerini selef-i sâlihin neslinin menhecinde olarak tanıtan birçok grup ortaya çıktı. Hepsinin temelde bazı söyledikleri aynı olsada aslında aralarında akidevi ayrılıklar var.
Türkiyede ise bazı tasavvvufi cemaatlerden tutunda halk kesiminin birçoğuna kadar “selefilik”, onların diğer bir ifadesiyle “Vehhabilik” nefret uyandıran bir fırkaymış gibi algılanıyor. Bu algının oluşmasında Türkiye’deki halkın çoğunda geleneksel olarak yer etmiş ve kuşaktan kuşağa geçen bid’at ve şirk dolu anlayış ve amellerin olması ile birlikte kendilerini selefe nispet edip “selefilik” ismini kullanan birçok grubunda payı vardır. Türkiye’de acaba selefilik denilince hangi menheç ve düşüncedeki selefilik kastediliyor?
– Amerika ve İsrail’in müttefiki, Harameyn topraklarını haçlı ABD askerlerine açan, kabir, türbe vb. alanlarda ortaya çıkan bid’at ve şirklerden çokça bahsedip Haçlılar ile dostluk kurmanın hükmünün ne olduğundan bahsetmeyen, sahabe neslinin üzerinde fazlaca yorum ve teviller yapılmasını hoş bulmadığı isim ve sıfatlar konusunu derinlemesine anlatıp bu konularda ehl-i bidat olarak gördükleri kelamcılardan neredeyse daha fazla yorum yapan ve selef menhecini dar bir alana hapseden, günümüzdeki fiili cihad hareketlerine düşman Amerikancı-Suudi selefilik mi?
– Akideyi anlatırken sadece Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyip yerine Batı kaynaklı beşeri kanunlar getiren yönetici ve sistemleri ele alıp bu bağlamda oy kullanmanın hükmü, İslâm dışı sistemlerde askerlik yapanın durumu, halkların hükmü vb. konuları sürekli konuşan, akideyi sadece bazı konulardan ibaret gören ve çoğu zaman tekfirde aşırıya kaçarak birçok Müslümanı kâfir gören, aileleri dağıtan, dahası Esed, İran ve Rusya gibi devletlere karşı cihad eden Şam diyarındaki mücahidlere silahlarını çevirip, fitneler çıkaran ve birçok Müslümanı haksız yere katleden, Kur’ân’ı Kerîm’i daha doğru okuyamezken kadı kesilen ilim, ahlak ve edep yoksunu harici selefilik mi?
– İslâm dışı ideolojileri içselleştiren, sünnetin vahiy olduğunu inkâr eden, birçok sahih hadisi rasyonalist zihniyetine uymadığı için inkâr eden, emperyalist, haçlı Batı Medeniyetine yaranmaya çalışan aklını ilâh edinmiş modernist neo-selefilik mi?
– Davet çalışmalarında eskiden gösterdikleri bazı hatalı metotlarını telafi etmek için bu sefer Osmanlı’yı sürekli ön plana çıkararak, neredeyse Osmanlı’nın bazı yanlışlarını hiç eleştiremeyecek boyuta gelip sürekli Osmanlı’nın faziletlerinden bahsetmeye başlayan milliyetçi-Osmanlıcı selefilik mi?
– Suudi ve harici selefiliği çok rahat eleştiren fakat içinde yaşadığı İslâm dışı hükümetler ile bir sıkıntı yaşamamak, rahatlığından taviz vermemek için Allah’ın haram kıldığı bazı fiilleri serbestleştiren, ılımlı demokratik ve laik iktidar partiyi maslahatı gerekçe göstererek (!) propaganda derecesinde öven ve oy vermenin vacip olduğu fetvasını veren partici – selefilik mi?
Türkiye’de ana hatlarıyla zikretmeye çalıştığımız ve birçok görüşlerine de değinmediğimiz bu beş sınıf selefilik ve bunların birçok alt kolu kendilerini selef neslinin izinde görüyor ve birçoğu kendisine “selefi” de diyor. Bu grupları ve düşünceleri bilmeyen birçok kesim ise hatta akademik alanda İlahiyat fakültesi hocalarının bir kısmı bile bu grupları ve görüşlerini birleştirerek veya birbirine karıştırarak selefilik işte budur diye tanıtmaya çalışıyorlar.
Kur’ân ve Sünnete bağlı, dört mezhep imamının akidesini benimseyen, dört mezhepten gelen fıkhi birikimi dışlamayan, zamanla yunan Felsefesi ve Mutezile’den etkilenerek sistemleşen ve kendilerini Ehl-i Sünnet’e nispet eden bazı kelam ekollerinin metodu ile akideyi anlatmayıp, sahabenin ve muhaddislerin metodu ile anlatan, tekfirde ihtiyatlı davranan ve İslâm’ı bütün yönleriyle anlatmaya çalışan Müslümanların ise bu durumda itidalli ilim ehlinin tavsiyelerinde olduğu gibi fırkalaşmalara neden olmamak ve halka yapılan davette ön yargılarla karşılaşmamak için kendilerini “ehli sünnet ve’l cemaat” olarak isimlendirmeleri güzel olandır. Toplumda bazı kelamcı ilim ehlinin veya bazı tasavvufi cemaatlerin kendilerini ehli sünnetin kalesi gibi göstermesine karşın “Selefilik” adı altında bu Müslümanların kendilerini tanıtmaları halkın ve bazı çevrelerin zihninde sanki kendilerine selefi demekle bu kişilerin Ehl-i Sünnet dışı bir fırkaya mensup olduğu anlayışına neden olabilmektedir. Sahabenin ve muhaddislerin metodunu benimseyen, kelamcıların yolunu tutmayan, tasavvuf alanında ortaya çıkan bazı bid’at ve şirklere karşı duruş sergileyen âlimleri, davetçileri ve şahısları kimse ehli sünnetin dışında görüp dışlayamaz. Asıl ehli sünnet olanlar Yunan filozofları ve onların takipçisi felsefecilerden ve mu’tezileden onların sahabenin metoduna zıt olan yöntemlerinden uzak olup; akidede, ahlakta ve diğer konularda sahabenin yolunda giden kimselerdir.
İslâm’ı, Şehid İmam Hasan el-Bennâ’nın da Fehm ve Esaslarında belirttiği gibi bütün yönleriyle fehmetme gayretinde olup selef akîdesini dar bazı alanlara hapsetmemek gerekir:
“İslam hayatın bütün yönlerini kuşatan kapsamlı bir nizamdır. Şu halde o:
1) Hem devlet ve vatan, hem hükümet ve ümmettir.
2) Hem ahlak ve kuvvet hem rahmet ve adalettir.
3) Hem kültür ve kanun hem ilim ve hüküm vermedir.
4) Hem madde ve servet hem kazanç ve zenginliktir.
5) Hem cihad ve davet hem ordu ve fikirdir.
6) Hem doğru bir inanç hem de aynı şekilde sahih bir ibadettir.”
[Hasanu’l Bennâ, Eğitim Risalesi]

Yazar : imamoglumehmet
Yazar Hakkında : Ankara 1973 doğumluyum. Mamak İmam-Hatip Lisesinden 1991’de mezun oldum. 1996’da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden İyi dereceyle mezun oldum. 1996’da Artvin’de öğretmenliğe başladım. Hâlen Ankara Keçiören Anadolu İmam-Hatip Lisesinde Meslek Dersleri öğretmenliği yapmaktayım.
Allah razı olsun… cidden konu hakkı da daha çok yazılar kaleme alınmalı.. çünkü dini selefin anladığı gibi anlayıp ve yaşadığı gibi yaşamaya çalışan bizler ve kardeşlerimiz fanatik tarikat ehli tarafından yemedigimiz laf hakaret kalmıyor… bir gün d pis vahhabiler pis selediler sizlerin kafası kesilmesi gerekiyor diyordu nadiri tarikatından bir abi… sırf seyyid kutubu sevmemden dolayı… tekfirciden daha tekfirci bu taifelerden artık yoruluyoruz… ilim ehli lütfen bu konular hakkında daha fazla gündem yapsın… slm eder dua ederiz…
Beş çeşit selefilik mi varmış?Halbuki ehli sünnet ekolü içinde sayılan,ahmed b hanbel in (sonraki dönemde ibn teymiye nin) öncüsü olduğu nakle önem veren ve tevili reddeden bir mezhep veya akım değil miydi?
Teşekkürler.
Sitemizde En Çok Okunan İçerikler




Sitemizde En Çok Yorumlanan İçerikler




Videolar
'Mü'minûn Sûresinden Âhiret Sahneleri' Sohbeti
Lokman Aleyhisselâm'ın Öğütleri (1)
Lokman Aleyhisselâm'ın Öğütleri (2)
Âl-i İmrân Sûresi 190-195. âyetin tefsiri
Düğün Sohbeti
Suriye ve Mısır'daki Kardeşlerimiz İçin Dua
Ahir Zaman Müslümanına Notlar
Arşiv
Etiketler
Tavsiye Siteler
İmam Buhari Vakfı
İyiliğe Çağrı Yardım Derneği