
12.12.2022 tarihinde Genel kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 13 Yorum Yapılmış.
Mevlânâ[1] ve Mevlevilik Türkiye‘de öteden beri ilgi gören bir konu olmakla beraber özellikle son yıllarda bir mutasavvıfın ve bir tarikatın ismi olmaktan öte anlamlar kazanarak, kadın veya erkek, dindar ya da değil, toplumun farklı kesimleri tarafından çeşitli düzeylerde görünür ve bilinir hale gelmiştir. 2007 yılının UNESCO tarafından Mevlânâ Yılı ilan edilmesiyle gerek Mevlânâ Celâleddin Rûmî’ye ait eserlerin orijinal ve sadeleştirilmiş metinleri, Mesnevi’den hikâyeler, Mevlânâ’dan öğütler tarzında kitaplar ve gerekse Mevlânâ ve Mevlevilik ekseninde yazılmış kurgusal ve kurgusal olmayan anlatı deneme, roman, hikaye, gezi ve benzeri türlerdeki...

08.05.2022 tarihinde Genel kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 0 Yorum Yapılmış.
Yazı dizimizin ilk bölümünde İbn Teymiyye’nin hayatını ve onun hakkında söylenilenleri özetlemiştik. Bu bölümde İbn Teymiyye’nin itikâdî ve tasavvufa dâir görüşleri hakkında bilgi vereceğiz. Tevfik Allah’tandır.
C ) İTİKÂDÎ GÖRÜŞLERİ:İbn Teymiyye selef tarzı inanç ve düşüncenin en büyük, en ciddi, en esaslı, en bilgili, en şuurlu, en ihâtalı, en mantıklı ve en başarılı savunucusudur. Bu husus hiç bir tartışmaya mahal bırakmayacak derecede apaçık bir gerçektir. Selef tarzı inanç ve düşünce İbn Teymiyye’nin şahsında patlama noktasına ulaşarak zirveye çıkmıştır....

08.05.2022 tarihinde Yazılarım kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 1 Yorum Yapılmış.
MUKADDİME
“Düşmanlarım bana ne yapabilir ki, Hâlbuki benim cennetim göğsümdedir. Şayet çıkıp gidersem o benimle beraberdir ve benden ayrılmaz. Benim hapsim bir halvet, katlim bir şehâdet, memleketimden ihraç edilmem ise bir seyahattir! Asıl mahpus, kalbi Rabbinden ayrı ve uzak adamdır. Esir ise hevâsının kendisini esâret altına aldığı kimsedir”[1]
Bu özlü cümleleri söyleyen Şeyhulislâm İbn Teymiyye[2], çağlar boyunca hâfızalarda çok kuvvetli bir ses meydana getiren, pek çok kimseyi rahatsız eden, hakkında pek çok şey söylenen, herkesin kendine göre yorumlamaya çalıştığı ve zamanımız da dâhil olmak üzere, her dönem üzerinde...

17.04.2021 tarihinde Genel kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 0 Yorum Yapılmış.
SORU: Tasavvufçular İmam Ebû Hanîfe’nin “Son iki yılı(m) olmasaydı Nûman helâk olmuştu.” dediğini ve tasavvuf yoluna girdiğini söylüyorlar. Doğru mu?
CEVAP: İmam Ebû Hanîfe ve tasavvuf denince ilk akla gelen ona atfedilen sözdür. Tasavvufçuların ağızlarından düşürmediği bu sözü günümüzün yaşayan şeyhlerinden Osman Nuri Topbaş[1]‘ın kaleminden nakledelim: “Ebû Hanîfe Hazretleri; ömrünün son iki yılında Câfer-i Sâdık Hazretleri’nin sâdık bir talebesi ve müridi oldu. Bu yıllar için; ‘Son iki yılım olmasaydı Nûman helâk olmuştu.’ diyerek Hak dostlarının sohbetinin ehemmiyetini dile getirmiştir.”[2]
Yukarıdaki...

27.10.2020 tarihinde Genel kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 1 Yorum Yapılmış.
Kavramlar, bir düşüncenin, bir inancın ve herhangi bir konunun anlaşılması noktasında anahtar mâhiyetinde kelimelerdir. Bir meseleye ilişkin kavramların eksik veya yanlış anlaşılması, bizatihi o meselenin bütününün eksik veya yanlış anlaşılması sonucunu doğurur. Bir düşünceyi, bir inancı veya herhangi bir konuyu doğru anlamak istiyorsak, anlamak istediğimiz konuyu ilgilendiren kavramları doğru bilmek ve anlamak zorundayız.
Müslüman’ın çok şeyinin gasp edildiği gibi kavramları da tâğûtî güçler tarafından çalınıp İslâmî anlamından içi boşaltıldıktan sonra câhiliyyenin istediği şekilde tahrif edilip değişik ve çarpık muhteva...

15.04.2020 tarihinde Yazılarım kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 0 Yorum Yapılmış.
Ağızlarda sıkça dolaşan kelimeler, zamanla esas manalarından uzaklaşma tehlikesi yaşarlar. Çünkü bu sözcüklere farklı kişiler veya zümreler tarafından çeşitli anlamlar yüklenir. Diğer yandan, pek fazla zikredildiğinden dolayı kimse bu kelimeleri tahkik etme ihtiyacı duymaz. Konumuz olan Tasavvuf, bu kavramlardan biridir. Ahali arasında tasavvufla ilgili olarak “dinle alâkalı, aynı zamanda soyut bir şey” nev’inden bir anlayış hâkimdir. Bunu fırsat bilip bu mefhuma kendi istediği surette anlam yükleyenlere aldanmamak, işin künhüne vâkıf olabilmek için en sıhhatli yol sadece bugün değil, geçmişte de ne manaya geldiğini tetkik etmektir.
Tasavvuf,...

11.12.2017 tarihinde Genel kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 2 Yorum Yapılmış.
‘Tevhîd akidesini muhafaza ederek, ilim öğrenmek, ilim öğretmek, Şerîat’e muhâlif olan her şeye karşı çıkarak, İslâm’ın nafilelerini bile ihyâ etmek, tüm şüpheli şeylerden uzak durarak, kendilerini Allah’tan alıkoyan mübahlara bile yanaşmamak ve Sünnet-i Seniyye istikametinde takvâ hayatı yaşamak’ anlamındaki tasavvuf anlayışını ‘ihyâ’ etmek; ‘Hristiyan rahiplerinin ve Hint fakirlerinin felsefelerinin girdiği, içerisinde vahdet-i vücûd, hulul, ittihad, şeyhlerden istimdâd gibi müşrikçe düşüncelerin ve amellerin bulunduğu felsefî tasavvuf’ anlayışını ‘imhâ’ etmek temel gâyemizdir. Bu gâyemizden hareketle kitabımızın...

10.10.2017 tarihinde Genel kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 1 Yorum Yapılmış.
Câmi müezzininin salâsında, şiir, naat ve kasidelerde veya yemek duâsı esnasında söylenen ” Şefaat yâ Rasûlallah” cümlesi şirk midir? Veya “Allâhım, falan zâtın hürmetine… hakkı için… senin katındaki değer ve mertebesinden dolayı duâmı kabul buyur!” demek caiz midir? Veya şehidlerin, velîlerin ve takva sahibi kişilerin ruhâniyetinden fayda bekleme şeklindeki “ Medet ya fulan!” denilebilir mi? Mürşide rabıta olayının aslı var mıdır, varsa nasıl yapılmalıdır? Eğer yoksa yapılmasındaki sakıncalar nelerdir? Râbıta tevessül müdür yoksa istimdâd kapsamında mı değerlendirilmelidir? Râbıta şirk midir?…...

09.03.2017 tarihinde Yazılarım kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 0 Yorum Yapılmış.
Vazifelerinin şuurunda olan, ilmiyle âmil muvahhid ulemâ, topluma rehber olmuş, insanları yaratılış gayeleri olan yalnızca Allah’a ibadet etmek hedefine sevk etmiş ve her türlü zulmü, sömürüyü, bozulmayı, hakka karşı isyanı yok etmek için var gücüyle cihad etmeye çalışmışlardır. Bu günde aynı vasıfları üzerlerinde taşıyan İslâm ulemâsı, ümmetin derdiyle dertlenmekte ve müslümanların problemlerini çözmek ile meşgul olmaktadır… Muttaki, muvahhid ve mücahid ulemânın, İslâm topraklarını işgal eden müstevli tağutlar tarafından esaret altına alınması, bazılarının zindana atılması, bazılarının sürgün edilmesi, bazılarının...

28.08.2016 tarihinde Sorulara Cevaplar kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 0 Yorum Yapılmış.
SORU: Hz.Ebu Bekir radıyallâhu anh’ın “Allah’ım ahirette vücûdumu o kadar büyüt ki cehennemi ben doldurayım de başkasına yer kalmasın; bütün kulların hesabına ben yanayım” dediği doğru mu?
CEVAP: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in Hâris et-Temîmî’ye olan şu tavsiyesi mâlumdur: “Akşam namazını kıldığın zaman yedi kere şöyle de: “Allâhümme ecirnî minennâr” (Allah’ım beni cehennem azabından koru). Şayet bu duâyı okur, o gece de ölürsen, Cenab-ı Hak seni cehennemden uzak kılar. Aynı şekilde sabah namazını kıldıktan sonra okur, o gün ölürsen, yine cehennemden âzat kılınmış yazılırsın.”(Ebû Dâvud,...

12.04.2016 tarihinde Yazılarım kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 0 Yorum Yapılmış.
Geçmişten günümüze kadar rüya olgusu insanlar için özel bir önem taşımıştır. İnsanlar gördükleri rüyaların anlamlarını hep merak etmişlerdir. Rüyaların, sadece insanların geçmiş yaşamları için değil, gelecekleri hakkında da çeşitli bilgiler verme konusunda haberci nitelikleri de vardır.
Birçoğumuz gece başımızı yastığa koyduğumuz an rüya görüyoruz. Kimimiz bu rüyaların ne anlama geldiğini merak edip ya rüya ansiklopedilerinden anlamlarına bakıyoruz ya da etrafımızdaki kişilere anlatıyoruz. Fakat son yıllarda insanlar, gördükleri rüyanın ne anlama geldiğini anlamak için internete başvurmaya başladı. “Rüyalarınızı uzman...

21.03.2016 tarihinde İktibaslar kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 0 Yorum Yapılmış.
Dr. Seyfi Say
Günümüzün ilahiyat fakültelerine bakıldığında, kendisini gerçekten iyi yetiştirmiş bazı insanların bulunduğu görülmekle birlikte, birçoğunun taşıdıkları unvanları hak etmedikleri anlaşılmaktadır. Bunun sebeplerinden biri olarak ilahiyat fakültelerinin mevcut yapısı gösterilebilir. Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil, “Din ve Laiklik” adlı kitabında, buralardan din tenkitçisi çıkabileceğini, fakat din alimi yetişmeyeceğini söylüyor. Bize göre bu, büyük ölçüde doğru bir tespit; ancak, paralel bir eğitim alan ve çalışma yapanlar, içinde bulundukları kurumsal yapının dar kalıplarını aşmaya başaranlar, bunun istisnasını...

02.04.2015 tarihinde Sorulara Cevaplar kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 0 Yorum Yapılmış.

07.01.2015 tarihinde Videolar kategorisine eklenmiş, Kişi Okumuş ve 0 Yorum Yapılmış.
Sitemizde En Çok Okunan İçerikler




Sitemizde En Çok Yorumlanan İçerikler




Videolar
'Mü'minûn Sûresinden Âhiret Sahneleri' Sohbeti
Lokman Aleyhisselâm'ın Öğütleri (1)
Lokman Aleyhisselâm'ın Öğütleri (2)
Âl-i İmrân Sûresi 190-195. âyetin tefsiri
Düğün Sohbeti
Suriye ve Mısır'daki Kardeşlerimiz İçin Dua
Ahir Zaman Müslümanına Notlar
Arşiv
Etiketler
Tavsiye Siteler
İmam Buhari Vakfı
İyiliğe Çağrı Yardım Derneği